YENİ ASİMETRİK GÜÇ UNSURU: SÜRÜ DRONE TEKNOLOJİSİ
21. yüzyılın stratejik teknolojileri ulusal menfaatlerin ana dayanağı, eksikliği ise oyun dışında kalmanın temel gerekçesidir. Henüz gelişim aşamasında olan sürü drone’lar da bu kapsamda değerlendirilmesi gereken bir teknolojidir.
Sürü Zekası Nedir?
Sürü zekası; kuşlar, arılar, karıncalar, balıklar gibi doğal sürülerin davranış modellerine dayanan bir yapay zeka disiplinidir.
Milyonlarca yılı bulan geçmişleriyle bugün doğal sürüler kaynak edinme, hayatta kalma gibi karmaşık sorunları çözme konusunda oldukça kıymetli bir uzmanlığa sahip. Pek çok farklı alandan bilim insanının ilgisini çeken sürü zekası da bu uzmanlığın insanlığa katkı sunmasını sağlıyor.
Sürü zekası teorik bir çalışma alanı olmanın ötesinde ticari faaliyetlere konu olan bir alandır. Bu doğrultuda 2028 yılına gelindiğinde küresel sürü zekası pazarının 348,2 milyon dolar seviyesine ulaşması beklenmektedir.
Tek bir robotun karmaşık görevler için tasarlanması karmaşık yapı ve kontrol modüllerini gerektirmekte bu durum ise tasarım, yapım ve bakım maliyetlerinin yükselmesiyle sonuçlanmaktadır. Ayrıca karmaşık görevlerin tek bir robot özelinde belirginleşmesi durumunda söz konusu robotun küçük bir zarara uğraması bile kurgulanan sisteme bütünüyle zarar verebilmektedir. Tek bir robot yerine toplu halde çalışan robot ekipleri; sürü robotlar belirli bir sorunu daha verimli biçimde çözebilir ve bu esnada sağlamlık ve esneklik sunabilir.
Küresel sürü zekası pazarında oluşması beklenen büyümede, sürü drone’ların önemli bir itici gücü teşkil edeceği değerlendirilmektedir. Bu noktada doğal sürüler üzerinden geliştirilen algoritmalarla kendi başına uçabilen sürü drone’larla, merkezi olarak kontrol edilen drone’ların farklılığına dikkat etmemiz gerekiyor. Sürü zekası mevzu bahis olduğunda sürü hata yapsa dahi sürünün bu hataya reaksiyon göstermesi, gelişmesi beklenmektedir.
Drone’ların ölçeklenebilir olması otonom navigasyon kabiliyetine sahip olmalarını gerektirmektedir. Bu hususta sürü içerisindeki drone’ların birbirlerini algılaması temel zorluklardan biridir. Drone’ların göreceli konumlaması, çarpışmaların önlenmesinden yüksek seviyeli koordinasyonun sağlanmasına kadar değişen nitelikleri mümkün kılmaktadır. Ayrıca göreceli konumlama sensörlerinin tasarım tercihi, sürünün gerçekleştirebileceği davranışlar üzerinde etkili olmaktadır. Örneğin görüş tabanlı sistemler, drone’ların kameralarının görüş alanları içerisinde uçmalarına neden olmaktadır.
Sağlam, esnek ve ölçeklenebilir olması öngörülen sürü drone’lar; depolarda malların izlenmesi, seralarda sebze-meyve gelişiminin takip edilmesi, kara sularında yabancı unsurların aranması gibi farklı keşif ve gözlem olanakları sunmaktadır. Örneğin, AB iç ve dış ortamlarda insansız hava araçlarının hassas izleme ve algılama yapabilmesi için sürü zeka algoritması ve veri işleme tekniği geliştirmek üzere 164.203,80 Euro değerinde bir fon sağlarken odak noktasına madencilik faaliyetleri, insan kurtarma gibi sivil gereksinimleri yerleştirmiştir.
Askeri Sürü Drone’lar
ABD Savunma Bakanlığı tarafından 2005 yılında insansız hava araçları özelinde hazırlanan bir raporda, insansız hava araçlarındaki otonom kontrol seviyesinin uzaktan yönlendirmeden (remotely guided) full otonom sürülere doğru yol alacağı değerlendirilmiştir. Sürü drone alanında çeşitli faaliyetleri olduğu bilinen Çinli CETC de “sürü zekasını” insansız sistemlerin yapay zekasının merkezi ve akıllı insansız sistemlerin geleceği olarak nitelemiştir.
Hindistanlı kaynaklara göre, 2021 yılında Hindistan Ordusu’nun 75 drone’dan oluşan sürüsü otonom biçimde çalışarak hedefleri belirlemiş ve bunları kamikaze saldırısıyla etkisiz hale getirmiştir. Ancak söz konusu teknolojinin henüz gelişim aşamasında olması doğrultusunda farklı ülkelerin çalışmalarında da gözlemlenebileceği üzere bu 75 drone’un otonomluk düzeyine ilişkin yeterli bilgi kamuoyu ile paylaşılmamıştır.
Mevcut projelerdeki bilgi eksikliğine ek olarak gizli projelerin bulunabileceğine yönelik değerlendirmeler de mevcuttur. Örneğin Aralık 2019’da kamuoyuna yansıyan uydu görüntülerinden hareketle, Çin’in herhangi bir ayrıntısı daha önce paylaşılmamış en az iki küçük drone sürü grubunun bulunduğundan söz edilmektedir.
Askeri Sürü Drone’lar Neyi Mümkün Kılacak?
İlk etapta düşük maliyetli sürü drone’larla zırhlı araçları imha etmek güç olsa bile düşmanın destek hattına sızılarak yüksek değerli noktaların aynı anda hedeflenmesi mümkün hale gelecektir. Sürü drone’ların kimyasal, biyolojik ve nükleer dedektörler, yüz tanıma teknolojisi ve anti-drone silahlar gibi kabiliyetlerle donatılması ise geniş çaplı pek çok tehditle mücadele edilmesini sağlayacaktır. Ayrıca sürü drone’ların karadan havaya füze ve diğer hava savunma sistemlerinin belirlenmesi ve yok edilmesi gibi görevler üstlenebileceği ve füze savunma sitemi olarak kullanılabileceği de ifade edilmektedir.
Sürü drone’ların mümkün kılacağı öngörülen geniş kabiliyetler, rakip unsurların alana yönelik girişimlerinin bir tehdit olarak algılanmasına neden olmaktadır. Nitekim ABD’li uzmanlar, Çin’in bu alandaki girişimlerini; ABD’nin uçak gemileri özelindeki üstünlüğünü etkisiz hale getirmeye yönelik bir asimetrik savaş olarak değerlendirebilmektedir.

Centre for the Study of the Drone at Bard College’ın verilerine göre 2010 yılında yalnızca 60 ülkenin envanterinde bulunan askeri İHA’lar 2019 yılında 95 ülkenin envanterinde bulunur hale geldi. Açık kaynaklara yansıyan kayıtlı veriler, 21.000 askeri İHA’nın devletlere hizmet verdiğini gösterse de bu rakamın muhtemelen 30.000’den fazla olduğu değerlendirilmektedir. Teal Group’un tahminine göre 2020 yılından 2029 yılına gelindiğinde küresel düzeyde askeri insansız hava aracı üretiminin yıllık değeri 5,6 milyar dolardan 14 milyar dolara yükselecek ve on yıllık süre zarfındaki toplam değer 95,5 milyar dolara erişecektir.
Düşük maliyetlerle etkili operasyonlar gerçekleştirme olanağı sunan insansız hava araçlarına yönelik yoğun talep ve bu araçların rakip unsurlar için yarattığı zorluklar, yeni asimetrik güç unsuru sürü drone’larla daha da belirgin hale gelecektir.
Sürü drone’ların potansiyel gücü, teknolojinin etik temelli tartışmalara konu olmasına neden oluyor. Kimi sivil toplum kuruluşları insan müdahalesi olmaksızın hedeflerin seçilmesi ve nişan alınmasına imkan tanıması doğrultusunda bir bütün olarak otonom silahların yasaklanmasını talep ediyor. Kimi uzmanlar ise konvansiyonel askeri cihazların otonom hale getirilmesinden ziyade küçük ve ucuz cihazlar olan otonom kabiliyetlere sahip drone’ları bir tehdit olarak algılıyor.
Bu noktada bazı sorular belirmektedir:
⦁ Otonom silahlar savaş koşulları altında askeri unsurlar ve siviller arasındaki ayrımı yapabilir ve sivillere zarar vermeden hedef unsurları etkisiz hale getirebilir mi?
⦁ Bir “haydut” devlet veya terörist grup drone’ları; beyazlar, siyahlar, Asyalılar vb. belirli toplum kesimleri üzerinde uygulayarak bu cihazları bir kitle imha silahı haline getirebilir mi?
⦁ Askeri operasyonların sınırsız olası koşulları içerisinde sürü drone’ların otonomluk düzeyi ne seviyede olabilir?
Askeri Sürü Drone’lara İlişkin Bir Sonuç
Bugün sistemlerin belirli ölçülerde kendi haline bırakıldığı; otonom hale geldiği bir geçiş dönemine şahitlik ediyoruz. Nitekim sürü drone’lar da insanın, doğal sürülerin ve makinelerin üstünlüklerinin bir bileşimidir.
Askeri sürü drone’ların neye hizmet edeceği, tasarlayıcılarının bu araçları hangi amaçla ele aldığının bir sonucudur. Dolayısıyla kategorik olarak askeri sürü drone’ları insanlık için bir tehdit olarak değerlendirmek yanlıştır.
Tarım toplumlarından beri operasyonlar, zafer uğrunda her şeyin mubah olduğu bir anlayışla yürütülebildiği gibi çeşitli zorluklara katlanılacak olsa dahi savaş ahlakından taviz verilmeden de yürütülmüştür. Bu bakımdan askeri sürü drone’lar kimi unsurlar tarafından bir katliam aracı olarak tasarlanabilir. Ancak insan faktörünün konuyu aklı ve vicdanıyla değerlendirmesi ve oluşabilecek olumsuzluklar karşısında kontrol mekanizmalarının oluşturulması durumunda, askeri sürü drona’lar kaygı duymayı gerektirmeyecek bir sistem halini alacaktır.
Büyüklerinden devraldığı ahlakla silahlı kuvvetlerimiz yürüttüğü tüm operasyonlarda sivillerin can ve mallarını korumayı en temel önceliği haline getirmiştir. Türk mühendis ve uzmanları tarafından tasarlanarak hizmete sunulacak askeri sürü drone’lar da aynı ahlakın bir sonucu olacaktır.
